2 Mayıs 2012 Çarşamba

Sosyal Medyanın Sosyalleştiremedikleri..

Bir yanda adeta ışık hızıyla büyüyen bir internet ve sanal sosyallik, diğer tarafta gerçek hayatın asosyalliğinin intikamını hiç görmediği tanımadığı insanlardan alma telaşı.

Sosyal medyada tanımadığımız, bilmediğimiz milyonlarca insan var. Bu insanların her biri de ayrı çeşit. Kim ile ne kadar muhatap olunmalı, kim ciddiye alınmalı, kim yok sayılmalı.

Mesela gerçekte iki lafı bir araya getiremeyenler orada bilge kesilirler birden, bilgisayarın başında saatlerce oturup dış dünyaya kendini kapatmış, işi gücü sadece kafa patlatıp iki güzel cümle bulayım da popüler olayım tarzındaki insanlardır bunlar. Karşınıza alsanız konuşmaya kalksanız, iki lafı bir araya getiremezler. Ama ekran ve klavye ellerine geçti mi, en derin sözleri de yazmayı becerirler bu sanal bilgeler.

Bir diğer çeşidimiz, hayatında bir sayfa kitap okumamış, ne sinema, ne tiyatro yüzü görmemiş ama lafa geldi mi cümle âleme kültür dersleri verecek sanal kültür abidelerimiz. Bu tipler, gündem konularında yorum yapmaya bayılırlar, hadlerini de hiç bilmezler. Kendilerine de fazlasıyla özgüvenleri vardır, ama aslında yaptıkları cahil cesaretinden başka bir şey değildir. Anlamadan bilmeden her lafı etmeye hak görürler kendilerinde. Hatta kimi zaman alanında ustalık derecesine gelmiş bir sanatçıya dil uzatırlar, kimi zaman okumadıkları kitabı, seyretmedikleri filmi yuvarlak laflarla eleştirir, görüş bildirirler ama aslında neyin ne olduğunu bilmezler, zira onların işi bunları anlamaya çalışmak değil, dikkat çekmek için birkaç sivri cümle kurmaktır, hepsi o.

Diğer bir çeşidimiz ucuz şöhret peşindeki emek hırsızları..Oradan buradan buldukları güzel sözleri, bloglardan çaldıkları yazıları kendi sitelerinde paylaşıp, bu sayede prim yapma heveslisi tembel saygı fukaraları..

Başka bir çeşidimiz ise, aslında çok kibar görünen küfürbazlar. Bu tipler önce çok seviyeli, saygılı konuşurlar, kitaplardan, müzikten söz açarlar, etkileyici sözler etmeye bayılırlar, insanların kafasında kültürlü, saygı değer bir imaj oluştururlar, ama sıkıya geldi mi ağızlarını bozmaktan çekinmezler. Böylelikle hayatınızda duymadığınız küfürleri de duymuş olursunuz sayelerinde.

Sanal çapkınlar da var elbette. Genellikle gözlerine birini kestirir ve onu etkilemek için ellerinden geleni yaparlar, kabul görmediklerinde sanal küfürbazlara dönüşürler, kabul gördüklerinde ise birkaç gün sanal bilge imiş gibi takılır, sonra başka birini gözlerine kestirirler. Genellikle gerçek hayatlarında bir kızla konuşmayı beceremeyen, elleri birbirine dolaşan, yüzleri kızaran tiplerdir. Kendilerini bulunmaz Hint kumaşı zannederler, sanal dünyanın kralı onlardır, ama kazara kendilerinden daha zeki ve kültürlü birine rastlayıpta duvara çarptıklarını anlayınca bütün öfkelerini dillerine dökmekten çekinmezler.

Sürekli komik paylaşımlar yapan ve komik olduğunu zannedenlere ne demeli. Büyük çoğunluğu aslında hiç komik tipler değillerdir. Özellikle yaptıkları esprilerin sonuna illaki bir küfür eklerler ve bunun daha da komik olduğunu zannederler. Oysaki seviyeyi ne kadar düşerse bir o kadar da sevimsizleşirler, bunu göz ardı ederler.

Bir de cool takılan cinslerimiz var. Bunlar ise gerçek yaşantılarında çok ezik tiplerdir aslında. Kimseyle konuşmaya cesaretleri yoktur, sanal dünyada ise çok nadiren birkaç kelam ederler, onun dışında kimseye cevap vermezler, laf atmazlar. Özgüveni gelişmiş, öyle herkesle muhatap olmayan biri olduğunu sanırsınız ama durum tam tersi de olabilir.

Ya ünlü ünsüz demeden, her önüne gelene, her türlü çizgiyi aşarak samimiyet gösterisi yapanlar... Özellikle ünlü insanlarla konuşmalarında sanki kırk yıllık dostuymuş gibi hitap ederler, senli benli olurlar, sürekli isteklerde bulunurlar, sanki mümkünmüş gibi her söylediklerine cevap verilmesini beklerler, bozulurlar, üzülürler bunu da ısrarla belirtirler. Fazlasıyla can sıkıcı tiplerdir ve çoğunlukla engellenirler.

Bir de kendi hayatının başarısızlığının öfkesini, sanaldaki insanlara yüklemeye çalışanlar var. Bu tipler genellikle hayatında bir baltaya sap olamamıştır, ama başkalarında ararlar hep suçu. Sürekli hüzünlü, depresif ve melankoliktirler. Sanki dünyada aslında çok önemli yere sahip olacaklarmışta, fırsat ellerine geçmemiş gibi davranırlar. Bunalım takılırlar ve insanı da bunaltırlar.

Edepsizler de var elbette. Her önüne gelene saldırmayı, eleştirmeyi, her lafı söyleme hakkını kendinde görmeyi ve en kötüsü bunu huy edinmiş olanlar var. Bu insanların gerçekte çok negatif enerjili, sevgiden saygıdan bihaber insanlar olduğunu düşünüyorum. Kesinlikle ciddiye alınmamalı. Eleştiri elbette olmalı ama insanların kişiliklerine, özgürlüklerine saygılı olmayı da asla unutmamalı.

Bütün bunların yanı sıra, sosyal medyayı içtenlikle paylaşım yapmak, çeşitli sosyal faaliyete katılmak ve insanları bilinçlendirmek için kullanan çok nadir bir kesim de var. Bu insanlar saçma sapan konulardan konuşmazlar, hayatlarının 24 saatini paylaşmazlar, uyandım, giyiniyorum, yok çarşıdan patates aldım, akşam yemeğinde fasulye yedim gibi kimsenin hayatında bir fark yaratmayacak cümleler kurmazlar doğal olarak. Zaten tek işleri sabahtan akşama kadar sosyal medyayı kullanmak değildir. Elbette kullanırlar ancak daha ziyade anlık içten gelen paylaşımlardır onlarınki, aklı başında insanlardır, her konuya atlamazlar, her durumda yorum yapma gereği hissetmezler, bilmedikleri konularda ahkâm kesmezler, kavga gürültüye karışmazlar, insanlara faydalı görüşler, paylaşımlar yaparlar ve elbette ki yukarıda bahsettiğimiz kesimlerden çok farklı bir yere sahiptirler.

Şimdilik benim aklıma gelenler bunlar. Elbette ki pek çok çeşit kullanıcı vardır. Sosyal medya hepimizin artık sıklıkla kullandığı bir ortam. Önemli olan bu ortamı en doğru, en kaliteli şekilde kullanıp faydalı hale getirmek. Gerçek dünyamız ile sanal ortamı çok net ve kesin olarak ayırabilmek. Hepimizin kalitemize, seviyemize uygun  dostluklar kurabilmesi dileğiyle.


Siyah İnci’den sevgiyle.

www.twitter.com/blackpearl42








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder