21 Mart 2012 Çarşamba

Günaydın her yeni güne özlemle uyananlara...

 
Ne senden uzakta, yüreğimin ve bedenimin uykuda çare arayışı, ne sensiz sabahın gözlerimi kamaştırmayan aydınlığı. Bunu nasıl anlatmalı bilmem ki?
Her özleyiş, bir defa daha bölerken uykumu, yazmaya karar veriyorum sana içimden taşan her duyguyu. Ama kalemi almak ne çare elime, seni düşünmenin verdiği keyifle dalıyorum yine kalbimin içindekine. Ve ne acıdır, ne zordur seninle olmaktan başka bir şey istemiyorken, yine sensizlikle irkilip geri dönmek uykunun derinliğine..

Sana seni anlatmak ne mümkün..Beni benden alan, benliğimden, kendimden bile uzaklaştıran seni anlatmak çok zor..Ama biliyorum ki, içimdeki özlem, artık ele avuca sığmayan bir çocuk gibi dar geliyor ruhuma..Ve belki bir nebze senin de özlediğini umut etmektir, içimde günden güne büyüyen bu özlemi zapt etmenin tek yolu aklımca..

Her gün bir öncekinden daha zor şimdi. Her gün bir parça daha büyütüyorum içimde seni ve sana olan özlemimi. Uzaktan uzağa ama bir nefes kadar yakın ve sıcak. Ve sana özlemimi büyütüp besleyen bu sensizlik, eminim ki daha pek çok şeye gebe..

Seni hayal etmek değil niyetim, seni ve sana dair her şeyi ezberlemek..Küçük bir bakışını, gülüşünü, gözlerinin içinde görmeyi umut ettiğim ve görebildiğim her kıvılcımı, hüznünü, sevincini, heyecanını ve en önemlisi..

Özlemini..

Koy bir kuşu kafese..Kalsın günlerce orada..ve günler sonra açılan kafesin kapısından uçsun dışarı çılgın bir sevinçle ve heyecanla..Tarif etsem sana kalbimi,bundan başka söyleyecek bir şey yok aslında..

Ve dans ediyor parmaklarımın ucundaki kalemim kâğıdımın üstünde, en güzel hikâyesini yazmak üzere hayatımın..Ve her damla özlem, süsler kâğıdımı en saf haliyle..

Sen bana uyanıyorsun her sabah, ben sensiz hiç uyumuyorum ki..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder